SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-İTK’

<< 1120 >>

باب: إذ أتاه خادمه بطعامه.

18. HİZMETÇİNİZ SİZE YEMEĞİNİZİ GETİRDİĞİNDE

 

حدثنا حجاج بن منهال: حدثنا شعبة قال: أخبرني محمد بن زياد: سمعت أبا هريرة رضي الله عنه،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم: (إذا أتى أحدكم خادمه بطعامه، فإن لم يجلسه معه، فليناوله لقمة أو لقمتين، أو أكلة أو أكلتين، فإنه ولي علاجه).

 

[-2557-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Hizmetçiniz size yemeğinizi getirdiğinde onu sizinle birlikte sofraya oturtmayacaksanız, hiç olmazsa ona bir iki lokma verin. Bu onu memnun eder" buyurmuştur.

 

Tekrar: 5460

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis kişinin kölesini sofraya oturtmamasının mübah olduğunu gösterir. Bu konu ile ilgili değerlendirme Et'ime (Yiyecekler) bölümünde gelecektir.(bkz. 5460. hadis) Ayrıca bu hadis, Ebu Zer hadisindeki "Onlara yediklerinizden yedirin" emrinin farz olmayı gerektirmediğine delil getirilmiştir.

 

 

باب: العبد راع في مال سيده.

19. KÖLE EFENDİSİNİN MALININ ÇOBANIDIR

 

ونسب النبي صلى الله عليه وسلم المال إلى السيد.

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem malı efendiye ait kılmıştır.

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزهري قال: أخبرني سالم ابن عبد الله، عن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما: أنه سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول: (كلكم راع ومسؤول عن رعيته، فالإمام راع ومسؤول عن رعيته، والرجل في أهله راع وهو مسؤول عن رعيته، والمرأة في بيت زوجها راعية وهي مسؤولة عن رعيتها، والخادم في مال سيده راع وهو مسؤول عن رعيته). قال فسمعت هؤلاء من النبي صلى الله عليه وسلم، وأحسب النبي صلى الله عليه وسلم قال: (والرجل في مال أبيه راع ومسؤول عن رعيته، فكلكم راع، وكلكم مسؤول عن رعيته).

 

[-2558-] Abdullah İbn Ömer r.a.'den rivayet edildi, dedi ki: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Hepiniz çobansınız ve güttüğünüzden sorumlusunuz. Devlet başkanı çobandır ve güttüğünden sorumludur. Kişi ailesinin çobanıdır ve güttüğünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve güttüğünden sorumludur. Hizmetçi efendisinin malının çobanıdır ve güttüğünden sorumludur."

 

Abdullah İbn Ömer diyor ki: Ben Hz. Nebi'in bunları söylediğini kesin işittim. Şunu da söylediğini sanıyorum: "Kişi babasının malının çobanıdır ve güttüğünden sorumludur. Kısacası hepiniz çobansınız ve güttüğünüzden sorumlusunuz."

 

 

AÇIKLAMA:     "Köle efendisinin malının çobanıdır", yani onu koruması ve ondan izinsiz bir şey yapmaması gerekir. "Kadın da kocasının evinin çobanıdır." Kadının özellikle evin çobanı olduğu belirtilmiştir. Çünkü genellikle evin dışındaki şeylere özel bir izin olmadan ulaşamaz. Ahkam (hükümler) bölümünün başlarında bu konuyla ilgili geniş açıklama gelecektir.(7138. hadis)

 

 

باب: إذا ضرب العبد فليجتنب الوجه.

20. KİŞİ KÖLESİNİ DÖVDÜĞüNDE YÜZÜNE VURMAKTAN SAKINMALIDIR

 

حدثنا محمد بن عبيد الله: حدثنا ابن وهب قال: حدثني مالك بن أنس. قال: وأخبرني ابن فلان عن سعيد المقبري، عن أبيه، عن أبي هريرة رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم. وحدثنا عبد الله ابن محمد: حدثنا عبد الرزاق: أخبرنا معمر، عن همام، عن أبي هريرة رضي الله عنه،  عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (إذا قاتل أحدكم فليجتنب الوجه).

 

[-2559-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Dövüştüğünüzde karşıdakinin yüzüne vurmaktan sakının."

 

 

AÇIKLAMA:     Had cezası, tazir cezası veya eğitmek için vuran herkes bu yasağın kapsamına girer.

 

Nevevi şöyle der: Alimler derler ki: "Yüze vurmak yasaklanmıştır. Çünkü yüz, bütün güzellikleri birleştiren narin bir organdır. Algılama da en çok yüzdeki organlarla olur. Bu sebeple algılama yok olmasın, yüz tamamen veya kısmen çirkinleşmesin diye yüze vurulmaz. Çünkü yüzdeki çirkinlik göz önünde olduğu için çok kötü olur. Hatta yüzüne vurulan kişi çirkinleşmekten genellikle kurtulamaz.

 

Zikredilen bu açıklama güzeldir. Fakat Müslim'de başka bir gerekçe daha zikredilmiştir. Şöyle ki Müslim, bu hadisi Ebu Eyyub el-Meraği kanalıyla Ebu Hureyre'den şu ilave ile zikretmiştir: "Allah Adem'i sureti üzere yaratmıştır."

 

"sureti" kelimesindeki zamirin kime gittiği konusunda görüş ayrılığı vardır.

 

Alimlerin çoğunluğu bunun, dövülen kişiye gittiği görüşündedir. Çünkü yukarıda geçtiği gibi, insanların yüzlerine değer verilmesi (incitilmemesi) emredilmiştir.

 

İTK BÖLÜMÜ BİTTİ.

MUKATEBE BÖLÜMÜ BİR SONRAKİ SAYFADA.